Bir Markanın Birden Fazla Hak Sahibinin Olması (Marka üzerinde birden fazla kişinin hak sahipliği)
- TSerkanBudak
- 12 Oca 2024
- 2 dakikada okunur
Kural olarak bir markanın bir hak sahibi bulunmaktadır ve bu hak sahipliği "gerçek hak sahipliği" ilkesi gereği; markayı kullanarak, piyasada maruf hale getiren, onu yayan, tanıtan, ürünlerinde veya hizmetlerinde kullanan kişiye aittir. Bu sebeple gerçek hak sahibi markasını tescille veya tescilsiz kullanabilecektir, yani marka üzerindeki bir hak sahibinin markasını koruması için TÜRKPATENT nezdinde tescil etmesi zorunlu değildir, fakat tescil ettirmesi durumunda marka hem Sınai Mülkiyet Kanunu'na dayalı olarak korunacaktır hem de herhangi bir tecavüz durumunda hak sahipliğini ispatlamak daha kolay olacaktır. Diğer türlü tescili yapılmayan marka SMK kapsamında değil, haksız rekabet hükümlerine göre korunacaktır.
Bir markanın birden çok hak sahibinin olabileceğini düşünmek tüketiciler nezdinde karışıklığa yol açacaktır, işte bu sebeple "tescilde teklik ilkesi" gereği bir markanın tek bir hak sahibi olabilir.
Marka tescili bildirici veya kurucu etkiye sahip olabilir. Şöyle ki marka tescilini yapan hak sahibi eğer önceden markasını kullanıyor, markasını piyasada tanıtmış, özetle maruf hale getirmiş ise tescil ettirmesi açıklayıcı bir etkiye sahip olacaktır. Fakat eğer hak sahibi henüz markasını kullanmadan, piyasaya maruf hale getirmeden bir tescil başvurusunda bulunuyorsa bu noktada tescil kurucu etkiye sahip olacaktır. Gerçek hak sahipliği ilkesinin bir sonucu olarak, markasını tescilsiz olarak kullanan bir hak sahibi kendinden habersiz bu markayı başkasının tescil ettirmesi durumunda dava açarak tescilin hükümsüzlüğünü isteyebilecektir.
Marka üzerinde hak sahipliğinin tek olmasının çeşitli istisnaları bulunmaktadır. Bu istisnalar ise; a) sessiz kalma yoluyla hak kaybı, b) markanın miras yoluyla devri ve c) muvafakatname verilmesi şeklindedir.
a) Sessiz Kalma Yoluyla Hak Kaybı
Eğer bir hak sahibinin tescilli markasına tecavüz gerçekleşiyor, yani markasının birebir aynısı veya taklit edilerek benzeri piyasada kullanılıyor, hak sahibi bundan haberdarsa ve beş yıl boyunca hiçbir şekilde aralarında niza çıkarmıyorsa, bu durumda sessiz kalma yoluyla hak kaybı gerçekleşecektir. Bu kural, hakların kullanılmasında iyi niyetli davranılması gerektiğinin bir sonucudur.
Sessiz kalma yoluyla hak kaybı gerçekleştiğinde marka sahibi artık markasına tecavüz olduğu gerekçesiyle mütecavize dava açamayacaktır. Yalnız belirtmekte fayda var, eğer tecavüz eden kötü niyetli ise beş yıllık süre geçse dahi dava açılabildiğini savunun yazarlar bulunmaktadır.
b) Markanın Miras Yoluyla Devri
Bilindiği üzerine mirasçılar miras bırakılan mallar yani tereke üzerinde elbirliğiyle mülkiyet hükümleri çerçevesinde ortak olurlar. Bu kapsamda mirasçıların tereke üzerindeki şeyler üzerinde belirlenmiş bir payları olmayıp, payları tüm tereke üzerinde yaygındır.
Marka da miras bırakılan mallar içerisinde bulunabilir. İşte bu durumda mirasçıların tamamı elbirliğiyle mülkiyet hükümleri çerçevesinde marka üzerinde hak sahibi olurlar. Bu sebeple, markayı her bir mirasçı kullanabildiği gibi diğer mirasçıların kullanmasını engelleyemezler. Elbirliğiyle mülkiyetin bir sonucu olarak marka üzerinde bir tasarrufta bulunmak isteniyorsa, tüm mirasçılar birlikte hareket etmek zorundadırlar.
Bir mirasçı tek başına markanın tescilini üzerine geçiremez, ancak tüm mirasçılar markanın devrini sağlayabilir. Eğer mirasçılardan birisi tek başına bir şekilde markanın üzerine tescilini, devrini sağladı ise diğer mirasçılar bunun iptalini isteyebilir. Yalnız, mirasçılar bir araya gelerek markanın kullanımını devredebileceklerdir.
c) Muvafakatname Verilmesi
Bir markanın birebir aynısının veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin TÜRKPATENT nezdinde tescili için başvuru yapıldığında, kurum re'sen başvuruyu tescilli bir markanın aynısı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olması nedeniyle reddedecektir. Fakat eğer marka tescili yapmak isteyen önceki tescili gerçekleştiren hak sahibinden muvafakatname alır ve bunu başvurusuna eklerse, bu noktada başvuru, tescil için diğer koşulların da sağlanması durumunda, reddedilmeyecektir.
Verilen muvafakatnamenin geri alınamayacağını ve vekilin muvafakatname vermesi için vekaletnamesinde açıkça yetki olması gerektiğini de belirtmiş olalım.
T. Serkan BUDAK
Avukat
+90 553 023 07 27
Marka üzerinde birden fazla kişinin hak sahipliği
Comments